BAKAN TUNÇ: ATEŞE BENZİN DÖKENLER DE SORUMLUDUR

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara'da düzenlenen Yargı Reformu Strateji ve İnsan Hakları Eylem Planı Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, toplantıda İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınayarak Türkiye'nin bölgede barışa katkı sağlama çabalarına dikkat çekti.

Bakan Tunç: Ateşe benzin dökenler de sorumludur

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını sert bir dille eleştirerek, içerisinde kadınların, çocukların ve masum sivillerin olduğu hastanelerin hedef alınmasını “acımasızca” olarak niteledi.

İsrail’in saldırılarına insan haklarının ve en temel insani değerlerin hiçe sayılması olarak değerlendiren Bakan Tunç, uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletler’i bu konuda sorumluluk almamakla eleştirdi. Tunç, aynı zamanda Türkiye’nin bölgede barışın sağlanması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yoğun diplomasi trafiği yürüttüğünü ve insani yardım malzemeleri gönderdiğini belirtti.

Bakan Tunç konuyla ilgili konuşmalarında, “İnsanlığa karşı suç teşkil eden bu saldırıların faillerini lanetliyorum. Yüreklerimizi dağlayan bu katliamlardan, failler kadar 7 Ekim’den bu yana yaptıkları açıklamalarla ateşe benzin dökenler de sorumludur.” ifadelerine yer verdi.

Yargı reformu, yeni anayasa

Yargı reformuna dair de önemli açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı’nın reform iradesini yansıttığını ifade etti. Yargıdaki sorunların çözümü için çalıştıklarını vurgulayan Tunç, ceza adaleti sisteminin etkinliğine yönelik çalışmaların yoğunlaştırılacağını ve yargılamaların makul sürede tamamlanmasının önemine değindi. Ayrıca, suçluların cezasız bırakılması eleştirilerini önlemek için çalışmalar yapacaklarını belirtti.

Bakan Tunç, yeni bir sivil anayasanın Türkiye’nin öncelikleri arasında olduğunu ve bu doğrultuda çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Türkiye’nin hukuk devletini daha da güçlendirmeyi ve temel hakları daha da güçlendirmeyi hedeflediğini belirten Tunç, reform çalışmalarının temel hak ve hürriyetlerin daha da güçleneceği bir ortam yaratmayı amaçladığını ifade etti.

Tunç, ”Bundan önceki Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı belgelerinde olduğu gibi yeni hazırlanacak belgelerimiz de reform irademizin kesintisiz devam edeceğinin göstergeleridir.

2019-2023 yılları için uygulamaya konulan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin uygulama dönemi yıl sonu itibarıyla sona ereceğinden vakit kaybetmeksizin yeni belgemizin hazırlık çalışmalarına başladık. Aynı zamanda uygulama dönemi sona eren İnsan Hakları Eylem Planı için de eş zamanlı olarak hazırlık çalışmalarına başlamış bulunmaktayız.” dedi.

Yargı bağımsızlığı hukuk devletinin temel koşulu

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da toplantının açılış konuşmasında yargı bağımsızlığının hukuk devletinin temel koşulu olduğunu vurguladı. Yargı bağımsızlığının yargı mensuplarının tarafsız kararlar verebilmesini sağlamak için gerekliliğine işaret eden Sağkan, bu konuda yapılması gereken düzenlemelere dikkat çekti.

Erinç Sağkan, ”Yargının bu görevini, adil yargılanma ilkesine uygun olarak yerine getirebilmesi için, başta yürütme olmak üzere, her türlü etkiden bağımsız ve tarafsız karar verebilmesini sağlamak gerekir.” diye konuştu.

Sağkan, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) iki ayrı kurul olarak örgütlenmesi gerektiğini ve hak arama hürriyetinin daha etkin kullanılabilmesi için hakim ve savcı mülakatlarının görüntülü kayıt altına alınmasını önerdi. Disiplin cezalarının objektif ölçütlerle yeniden belirlenmesi gerektiğini ve HSK kararlarına karşı yargı yolunun açılması gerektiğini ifade etti.


BHA